Sermaye, Tarım Piyasalarımız ve Sürdürülebilirlik Bülteni – 1 Sermaye, Tarım...
Read MoreSermaye piyasalarında doğru kararların verilmesinde şirket finansal tablo verilerinin yadsınamaz bir önemi var. Finansal tabloların doğru ve gerçeği yansıtmamasının yanlış yatırım kararlarına ve yatırımcı mağduriyetlerine yol açabileceği bilinmekte. Bu mağduriyet; yatırımcıların ciddi zararlara uğramasına neden olabilirken, yatırımcı intiharlarına kadar götüren önemli sosyo-psikolojik vakalara dahi yol açabilmekte. Bu durumda yatırımcıların kamuya açıklanan finansal verilerin doğru ve gerçeği yansıttığından emin olmak üzere şu soruyu sorma hakları var: Doğruyu söyle doktor bu bilançolar gerçeği yansıtıyor mu?
Şirketlerin açıkladığı finansal tablolarda yer alan verilerin şirketin gerçeğini yansıtıp yansıtmadığı özellikle yüksek enflasyonist ortamlarda çok daha fazla sorgulanıyor. Şişkinlik anlamına gelen enflasyon, fiyatlar genel seviyesinin sürekli ve hissedilir derecede artışı. Şirket bilanço ve gelir tablolarını etkileyen enflasyon, finansal tabloları genişletip şişiriyor. Finansal tablolarda yer alan veriler çarpıtıldığından enflasyon, şirketlerin doğru ve gerçek finansal sonuçlarının açıklanmasının önünde bir engel oluyor. Özellikle kamusal sorumluluğu olan halka açık şirketler, bankalar, sigorta şirketleri açısından bu durum yatırımcı ve finansal analistlerin karar süreçlerinde önemli bir problem. Peki bu çarpıklık yani enflasyonun finansal tablolar üzerindeki etkilerini gidermek mümkün mü?
Konu teknik olmakla birlikte basit bir anlatımla bilançolar tarihi maliyet ya da cari maliyet yöntemi olmak üzere iki farklı yöntemle hazırlanabiliyor. Tarihi maliyet varlıkların tarihi (aktife giriş) değerleriyle günümüze taşınmasını, cari maliyet ise varlıkların güncel değerleriyle bilançoda gösterilmesini ifade ediyor. Ülkemiz düzenlemelerinde de yer alan “Yeniden Değerleme Değer Artış Fonu” uygulaması aslında cari maliyet muhasebesinin, cari maliyet muhasebesi ise enflasyon muhasebesinin temelini oluşturuyor. Yeniden değerlemeyi kısmi bir enflasyon muhasebesi olarak görmek yanlış olmaz.
Yüksek enflasyon bir yandan şirketlerin varlıklarını ve kaynaklarını kısaca finansal durum tablosunu bir yandan da gelir tablosunu, faaliyet sonuçlarını olması gereken değerinden farklı rakamlara ulaştırıyor. Şirket karları hiç görülmemiş düzeylere geliyor, hisse senedi fiyatları artıyor, yanıltıcı ve şirketler kesimi açısından sanal bir refah ortamı yanılgısı oluşuyor. Oysa sabit gelirli kesimin alım gücünün azalması, fiyatlar artarken talebin sınırlı kalması büyük bir risk taşıyor: Durgunluk içinde enflasyon yani teknik adıyla stagflasyon
Yüksek enflasyon ortamlarında finansal tabloların düzeltilmesine ilişkin evrensel bir muhasebe standardı bulunuyor: Uluslararası Muhasebe Standardı (UMS) 29. Standardın Türkçe karşılığı TMS 29 uygulamada. Bu Standart, yüksek enflasyonun varlığına ilişkin kesin bir oran tanımlamaz. Finansal tabloların bu Standarda göre düzeltilmesinin ne zaman gerekli hale geleceği konusu bir takdir meselesidir. Yüksek enflasyon, bir ülkenin, bunlarla sınırlı kalmamak üzere, aşağıdakileri de içeren ekonomik özelliklerince belirlenir:
1) Nüfusun çoğunluğu servetini parasal olmayan varlıklarda ya da nispeten istikrarlı bir yabancı para biriminde tutmayı tercih eder.
2) Nüfusun çoğunluğu parasal tutarları yerel para biriminden değil, nispeten istikrarlı bir döviz cinsinden dikkate alır. Fiyatlar da bu döviz cinsinden belirlenebilir.
3) Kredili satış ve satın almalardaki fiyatlar; süre kısa bile olsa, kredi süresi boyunca satın alma gücünde beklenen zararları karşılayacak şekilde belirlenir.
4) Faiz oranları, ücretler ve fiyatlar bir ‘fiyat endeksi’ ne bağlıdır ve
5) Son üç yılın kümülatif enflasyon oranı %100’e yaklaşmakta ya da aşmaktadır.
İlgili kesimlerin enflasyon düzeltmesine yönelik beklenti ve çalışmalarını da değerlendirmekte fayda var:
1) İş alemi enflasyon düzeltmesi bekliyor. Şirket finansal tablolarının doğru bir şekilde açıklanmasını istiyor.
2) Düzenleyici otoriteler (KGK, SPK) hazırlık içindeler. TMS 29 Yüksek Enflasyonlu Ekonomilerde Finansal Raporlama standardı tekrar çalışılıyor.
3) Mali müşavir ve denetçiler sahada hazır ve bu konuda kendilerini geliştiriyorlar, eğitimlere katılıyorlar.
4) Akademi konuya ilişkin farkındalık yaratmak için etkinlikler düzenliyor, eğitimler veriyor, yayınlar yapıyor. Yüksek lisans ve doktora tezleri için bu konu önemli bir akademik çalışma alanı olarak görülüyor.
Ülkemizde gerek tüketici tarafında TÜFE ve gerekse üretici tarafında ÜFE rakamları yanısıra dövize olan ilgi yüksek enflasyon dönemine girdiğimizi gösteriyor olsa gerek. Nitekim Temmuz 2023 itibariyle açıklanan son TÜİK rakamlarına göre enflasyon oranları yıllık TÜFE %47,83 aylık %9,49, yıllık ÜFE ise %44,50’ye ulaştı ve beklentileri aştı. Şişen finansal tabloların UMS/TMS 29 Standardına göre düzeltilerek sağlıklı finansal tablolara ve analize elverişli finansallara gereksinim duyuluyor. Piyasa analistleri sağlıklı analiz için doğru ve gerçekçi veri arayışındalar. Bundan sonrası düzenleyici otorite Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun (KGK) kararına bağlı….
Atılım Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi
Sermaye, Tarım Piyasalarımız ve Sürdürülebilirlik Bülteni – 1 Sermaye, Tarım...
Read MoreSürdürülebilirlik, ESG, GRI ve Etik Sürdürülebilirlik, ESG, GRI ve Etik...
Read MoreISO Risk Belirleme ve Değerlendirme Teknikleri (ISO 31010:2019) ISO Risk...
Read MoreGömülü Finans Nedir? Gömülü Finans Nedir? Bazı sektör uzmanları FinTek’in...
Read More