Sermaye Piyasaları, en temel tanımıyla fon arz edenlerin fon talep edenlerle buluştuğu piyasalardır. Tasarrufların yatırımlara dönüştüğü, doğrudan finansman kanalıdır.

Kısa vadeli değil tam tersine orta ve uzun vadeli fonlama piyasalarıdır, özel sektör yapılan yatırımlar ile kalkınır, ülke kalkınmasına katkıda bulunur.

Nitekim, gelişmiş ülkelerde sermaye piyasalarının da gelişmiş olduğu açık bir şekilde görülür. Tabi ki tersi de geçerlidir, bir nevi yumurta-tavuk durumu söz konusudur.

Günümüzde, sermaye piyasaları teknoloji ile hızla gelişmektedir, türev araçlar, kaldıraçlı alım satımlar, robofinans, blockchain teknolojisi, robodanışmanlık, kripto varlıklar ve en son chatgpt, bu durumun en bariz örnekleridir.

Bu durum, finansal okuryazarlığın üst seviyelerde olması gerekliliğini de beraberinde getirmektedir. Borsa’da yatırım artık eskisi kadar basit değildir. Teknik bilgi, hızlı karar alma, robotların dünyasında mücadele edebilme gücü ve yeteneği gereklidir.

Durum böyleyken, ülkemizde hala Borsa bir oyun olarak görülmekte, bir nevi kumar aracı olarak kullanılmaktadır. Bu da beraberinde, kredi çekilip yapılan alım-satımları, aslında olmayan sermayenin kaybını ve iflasları getirmektedir.

Küçük yatırımcı sayısı hızla artmakta, bu kesim içerisinde Borsa hakkında gerçekten hiç fikri olmayan kesim azımsanmayacak kadar çok olmakta ve sonuçları maalesef acı olmaktadır.

Uzun lafın kısası, sermaye piyasaları amacı doğrultusunda kullanılmalı, çok kısa vadeli alım-satımlar yerine, orta ve uzun vadeli yatırımlar, finansal okuryazarlık artırılarak yapılmalı, yumurtalar aynı sepete konulmamalı, olabildiğince risk almak yerine risk-getiri tercihleri ön plana çıkarılmalıdır.

Sermaye Piyasaları, bir ülkenin olmazsa olmazıdır, kalkınma aracıdır. Ancak hem yatırımcılar, hem şirketler hem de otoriteler tarafından düzgün bir şekilde kurgulanmalı ve etkin bir şekilde çalıştırılmalıdır.