SEPAM

Türkiye’de Ürün Borsaları ve Elektronik Ürün Senetleri (ELÜS)

Türkiye’de Ürün Borsaları ve Elektronik Ürün Senetleri (ELÜS)

Dünyada örneğine ilk olarak 1848 yılında Chicago’da rastlanılan, emtia ya da diğer adıyla ürün borsaları, ağırlıklı olarak pamuk, mısır, buğday, şeker, kahve gibi tarım ürünlerinin satıldığı piyasaları ifade etmektedir. Amerika’da çiftçilerin, ürünlerini hasat zamanı satması nedeniyle düşük gelir elde etmeleri, yılın belirli dönemlerinde ve ürün rekoltesinin düşük olduğu yıllarda kıtlık yaşanması ve yüksek fiyat dalgalanmalarının önlenmesi gibi amaçlarla kurulan ürün borsaları, günümüzde lisanslı depoculuğun gelişmesi, yetkili sınıflandırıcılar ve elektronik ürün senetleriyle çok daha işlevsel hale bürünmüştür.

Depolamaya uygun olan tarımsal ürünlerin, yetkili sınıflandırıcılar tarafından cins, miktar, sınıf ve kalitesine göre sınıflandırıldıktan sonra, lisanslı depolar tarafından oluşturulan elektronik ürün senetleriyle belgelenerek depolandığı ürün borsacılığının ülke ekonomilerine önemli faydaları bulunuyor. Tarım ürünlerinin ticaretini kolaylaştıran bu sistemde arz dönemlere yayılarak dengeli fiyat oluşumu ve dönemsel fiyat dalgalanmalarının önlenmesi sağlanabiliyor.

Çiftçilere ürünlerini, elektronik ürün senetleriyle fiyatların yükseldiği zamanda satabilmeleri ve bu senetlerin teminatıyla kredi kullanarak finansmana erişimlerinin kolaylaşması gibi faydalar sağlayan ürün borsaları, sanayicilere ise hammaddeye kısa sürede ulaşabilme,  toklu çalışmak yerine, vadeli sözleşmeler ile ürüne erişerek stok ve finansman maliyetlerini azaltmak gibi faydalar sunuyor.  

Devletler açısından ise ürün borsaları, tarım ürünlerini kayıt altına alarak kayıt dışı ekonominin azaltılması ve vergi gelirlerinin artışı, devlet adına alım yapan kurumlar nedeniyle katlanılan stok ve finansman maliyetlerinin azaltılması, tutulan istatistiki veriler sayesinde sağlıklı tarım politikaları oluşturma ve ürünün kalitesi ile standardı önceden belirlendiği için yurtdışı satışlarda yaşanan sorunların önüne geçilmesi gibi çok sayıda fayda sağlıyor. Ayrıca ürün senetleri, altın, döviz, hisse senedi, faiz gibi yatırım araçlarına alternatif faizsiz bir yatırım aracı olarak da finansal piyasalara katkı sağlıyor.

Dünyada ürün borsacılığı ve lisanslı depoculukla ilgili yasal çalışmalar 20. yüzyılda hız kazanırken, ülkemizde ilk yasal mevzuat, 2005 yılında kabul edilen 5300 sayılı Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk Kanunu’dur. İlk lisanslı deponun 2011 yılında faaliyetlerine başlaması, sonrasında ise 2018 yılında Türkiye Ürün İhtisas Borsasının (TÜRİB) kurulumu ve 2019 yılında ilk elektronik ürün senedi (ELÜS) ticareti için borsada gong çalınmasıyla süreç devam etmiştir.

2023 Eylül itibariye ülkemizde 45 ilde faal 179 lisanslı depoda 9.4 milyon ton saklama kapasitesi bulunmakta olup, 2023/08 aylık dönemde 16 milyon ton, 103.6 milyar TL’lik elektronik ürün senedi işlemi yapılmıştır. Tarımın 2022 yılında GSYH’dan aldığı payın yaklaşık 972 milyar TL olduğu düşünüldüğünde bu alanda gidecek daha çok yolun olduğu oldukça açıktır.  Bu anlamda ülkemizde sistemin teşviki amacıyla elektronik ürün senetlerinin el değiştirmesinden doğan kazançlar 31/12/2023 tarihine kadar zirai stopaj ile gelir/kurumlar vergisinden istisna tutulmuş olup, ayrıca 2021 yılından itibaren elektronik ürün senetleri 2. Sınıf teminat olarak banka kredilerine konu edilebiliyor.

Ülkemizde sistemin bilinirliğinin ve kullanımının artmasıyla sektördeki kayıt dışı işlemlerin azalmasının yanı sıra, çeşitli tarım ürünlerinde dönem dönem görülen olağanüstü fiyat hareketlerinin önüne geçilebilecek, TMO, Fiskobirlik gibi piyasada monopol olarak bulunan kamu kuruluşlarının fiyat belirleme fonksiyonlarına ise artık ihtiyaç duyulmayacaktır. Ayrıca yaygınlaşan elektronik ürün senedi kullanımının dış ticarette sağlayacağı avantajlarla ülkemizin bölgenin tarım merkezi haline gelmesi söz konusu.

Teverruk ve sukuk gibi faizsiz finans sisteminin önemli ürünlerinin elektronik ürün senetlerine dayalı şekilde geliştirilmesi finansal piyasalara önemli katkı sağlayabilecek, ayrıca yabancı sermayeyi (bilhassa Ortadoğu sermayesini) de ülkemize çekerek ilave sermaye girişi yaratabilecek potansiyele sahiptir.

Ülkemizde TÜRİB liderliğinde sistemin gelişimi ve yaygınlaşması adına önemli çalışmalar yapılmakta olup, ilerleyen dönemlerde elektronik ürün senetlerini, özellikle alternatif yatırım aracı olarak daha çok duyacağımız günler bizi bekliyor. Bu kapsamda İnfina olarak, sektördeki gelişmeleri yakından takip ediyoruz.

Zekeriya YAŞAR

İnfina Yazılım İş Geliştirme Direktörü